Tiflis: Kafkasların Sıcak Kalbi
Geçenlerde Gürcistan’ın başkenti Tiflis’e bir seyahat yaptım. Kafkasların bu renkli şehri, hem tarihi dokusu hem de modern enerjisiyle beni kendine hayran bıraktı. Daha önce Azerbaycan’ın hareketli sokaklarında dolaşmış, Kuzey Makedonya’nın sakin doğasına kapılmıştım; ama Tiflis, bunların arasında bambaşka bir yer edindi. İşte Tiflis’te geçirdiğim günlerden notlarım ve size birkaç ipucu.
Tiflis’e Ne Zaman Gidilir?
Tiflis’i sonbaharda ziyaret ettim ve bence tam zamanıydı. Hava ne çok sıcak ne çok soğuk; sokaklarda rahatça yürüyebiliyorsunuz, yaprakların renk cümbüşü de cabası. Yazın biraz bunaltıcı olabilir, çünkü şehir bir vadiye kurulu ve sıcaklık hissedilir derecede artıyor. Kış ise kar sevenler için güzel bir seçenek, ama ben üşümekten pek çekinmediğim için sonbaharı tercih ettim. İlkbahar da çiçeklerle dolu bir Tiflis vaat ediyor, o yüzden Nisan-Mayıs ayları da aklınızda olsun.
Şehirde İlk İzlenimler
Tiflis’e adım atar atmaz, eskiyle yeninin iç içe geçtiği bir atmosferle karşılaştım. Bir yanda daracık Arnavut kaldırımlı sokaklar, diğer yanda modern kafeler ve ışıl ışıl köprüler. Şehir, Kura Nehri’nin ikiye böldüğü bir tablo gibi. İlk günümde Old Tbilisi denen tarihi bölgeyi keşfetmekle geçti. Balkonları ahşap oymalarla süslü evler, küçük kiliseler ve sokaklarda yankılanan Gürcüce sohbetler… Sanki bir sanat filmi setindeymişim gibi hissettim.
Neler Yapılır?
Tiflis’te mutlaka Narikala Kalesi’ne çıkın. Teleferikle yukarı ulaşmak hem pratik hem de manzara şahane. Kale, şehre tepeden bakıyor ve gün batımında buradan Tiflis’i izlemek gerçekten büyüleyici. Bir diğer durak ise Kükürt Hamamları. Ben girmedim ama merak edip dışarıdan gördüm; o tarihi bina ve etrafındaki mistik hava bile etkileyiciydi. Hamam keyfi yapmak isterseniz, yanınıza havlu almayı unutmayın!
Barış Köprüsü (Peace Bridge) de akşamüstü yürüyüşü için ideal. Cam ve çelikten yapılmış bu modern yapı, ışıklarla parıldıyor. Oradan Metekhi Kilisesi’ne doğru bir tur attım; nehrin kenarındaki bu küçük kilise, sade ama huzurlu bir durak.
Ne Yenir?
Gürcü mutfağı, Tiflis’in yıldızı desem abartmış olmam. İlk denediğim şey tabii ki “khachapuri” oldu – o peynirli, yumurtalı ekmek bir harika! Ajaruli denen türü favorim; ortasında erimiş peynir ve yumurta var, kenarlarını koparıp bandırarak yiyorsunuz. Bir de “khinkali” var, yani Gürcü mantısı. Etli olanını denedim, ama sebzelisi de çok övülüyor. Yeme şekli önemli: üstünden tutup ısırıyorsunuz, içindeki suyu dökmeden yemeye çalışıyorsunuz. İlk denememde biraz acemiydim, ama lezzeti her şeye değdi.
Yemeklerin yanında Gürcü şarabı içmeden dönmeyin. Şarap burada adeta bir kültür; ben kırmızı bir “Saperavi” denedim, hafif ama aromatik bir tattı. Yerel restoranlarda fiyatlar da oldukça makul.
Nerede Kalınır?
Ben Rustaveli caddesine yakın bir butik otelde kaldım ve konumundan çok memnun kaldım. Her yere yürüyerek ulaşabiliyorsunuz. Booking’den ya da Airbnb’den merkezi bir yer bakmanızı öneririm. Rustaveli Caddesi civarı hem canlı hem de konforlu alternatifler sunuyor.Döndükten sonra tek bir soru vardı aklımda: "Bir sonraki destinasyon neresi olacak?"
